22 Ocak 2012 Pazar

Ah "Yalan Dünya"


Malumunuz Gülse Birsel'in yeni dizisinin iki haftadır Kanal D ekranında boy gösteriyor. Gülse gene harika bir iş çıkarmış. Zaten Avrupa Yakası müdavimiydik. Bunu da takiplemek farz oldu.

Dizi, Cihangir'de daire sahibi olan Şehmuz Bey'in evi kiraya vermek istemesi üzerine evi binbir katakulli ile tutan iki dizi artistinin (bir de artistlerden birinin kardeşi ve de onun kankası var tabi) eve yerleşmesi ve bu birbirinden tamamen farklı iki hanenin tuhaf ilişkilerini anlatıyor.

Dizinin oyuncuları yine birbirinden başarılı komedyenler. Karakterler daha tam oturmadı ama zaman içerisinde daha da zevkli hale geleceğinden eminim. Keza Burhan Altıntop karakteri de diziye ilk girdiğinde bünyemde tiksiniye neden olmuşsa da zamanla herkes gibi sevmiştim. Dizinin şimdilik en orijinal bulunan karakteri Orçun. Bartu Küçükçağlayan rolün altında şahane kalkıyor. Benim izlemekten en çok zevk aldığım karakterler ise yıllar sonra Sıdıka'daki gibi gene anne-kızı oynayan Hasibe Eren ve Füsun Demirel. Her ne kadar buradaki anne-kız Sıdıka'dakinden safça da olsa, bana gerçeklermiş gibi geliyor. Sevdiğim diğer bir karakter ise evin babası Şehmuz Bey. Aynı zamanda hemşehrim olduğundan ayrı bir sempatim var kendisine. :D Gülse bu dizide de yine evlenmek isteyen bir kız kurusunu canlandırıyor. Neden Gülse Birsel'in kendisine hep bu tarz rolleri layık gördüğü bilinmez ama biz yine de seviyoruz. Hele ki flört ettiği arkadaş Beyazıt Öztürk olursa. :) En sevmediğim karakter ise Nurhayat. Bilmem neden ama kıza hiç ısınamadım. Karaktere biraz daha enteresanlık katılmalı bence.


Diziyi zevkle takip ediyorum. Pek Türk dizisi izleme adetim olmamasına rağmen izleyeceğim.
Ayrıca bu yazıyı "Bana niye haber vermediniz?" diye sitem eden bacım güzzi'ye ithaf ediyorum. :D
Sen Kore draması izle bacıtım, zaten bu dizinin yaz boyunca yüz kere tekrarını koyarlar raad ol. :D



13 Ocak 2012 Cuma

Gece Yarısından Sonra Dinlenilesi Adam: Mabel Matiz

Millet zırt pırt facebook'ta paylaşmaya başlayınca ilk etapta adamdaki cevheri keşfedememişim. Sonra bir arkadaşım "Yeni bir eleman keşfettim, çok değişik bir ses tonu var." deyince bir daha değerlendirmeye karar verdim. Mabel Matiz kesinlikle "dinledikçe daha bi güzel geliyor yahu" diye gruplandırabileceğimiz sanatçılardan biri.


                                                           En popüler şarkısı: Kül hece

Mabel Matiz arkadaşın gerçek ismi değil. Mabel, Kumral Ada Mavi Tuna romanından bir isim; Matiz ise Yunanca'da "sarhoş" anlamına gelen argo bir kelime imiş.

Benim favorim, güzel coverlarından biri.

Bugün itibariyle suyunu çıkarana kadar aktif bir şekilde dinleyeceğim. Güzel bir tarzı var. Cep telefonlarına melodi olmadan siz de dinleyin derim ben. :D

Dipnot: Kendisi meslektaşımmış ayrıca, her ne kadar yapmasa da. Ordan mı kanım kaynadı ne? :P




11 Ocak 2012 Çarşamba

Yeşil Çay Hadisesi

Son günlerde acayip bir şekilde yeşil çaya sardım ama iyi de ettim. Kendimi çok hafif hissediyorum. Ödemi aldığıyla ilgili söylenenler bana göre %100 doğru ki benim bünyeme azıcık tuz girse balon gibi şişiyorum. Tuzsuz da yapamam doğrusu. Tuzu hiç sevmem diyen varsa beri gelsin. :P


Araya kısa bir vikipedi bilgisi sıkıştıralım:
Yeşil çay, Camellia sinensis yapraklarından elde edilen çay. Aynı bitkiden elde edilen siyah çay için yapraklar yavaş yavaş kurutulur, yeşil çay ise yaprakların toplanır toplanmaz kavrulup hızla kurutulması ile elde edilir. Siyah çay kurutulurken oksijenle tepkimeye girer, yeşil çayın ise tepkimeye girmesine izin verilmez. Her iki çayda da kafein bulunmaktadır, ancak yeşil çaydaki kafein oranı daha düşüktür. Siyah çayın da, yeşil çayın da antioksidan özellikleri vardır, ancak daha az işlem gördüğü için yeşil çaydaki antioksidan miktarı daha fazladır.

Ben yeşil çay tarifini biraz genişlettim. Çayımı demlerken içine küçük bir parça çubuk tarçın, bir dilim zencefil ve küçük bir karanfil parçası atıyorum. Baharatçılarda ve marketlerde rahatlıkla bulunabilecek şeyler.

Zencefil

Sevgili Japon bilim adamlarımız günde en az 1, en fazla 5 fincan içilmesi gerektiğini söylüyor. Ben 2 fincan içiyorum. Etraftaki insanlar "Aaa! 2 çay fincanından fazla içmek zararlıymış, içme." gibisinden şeyler söylese de pek inandırıcı gelmedi bana doğrusu. Neticede Türk milleti olarak siyah çayı günde on bardak içiyoruz. :D
Yanisi ben yeşil çayı severek içiyorum ama dediğim gibi poşet çaydansa yaprak şeklinde alıp harmanlamanız daha güzel olacaktır. Ha bir de tv'den aldığım bir bilgiyi paylaşayım. Çay yapraklarını kaynar suyun üzerine atıp demlemek, yaprağın üzerinde sıcak suyu dökmekten çok daha iyiymiş. Ben "Ne farkı var?" dedim ama varmış. Bir bildikleri vardır elbet. Neyse ben çayımı içip yatayım.
İyi geceler... :)

7 Ocak 2012 Cumartesi

Dance Central 2



Bugün size en sevdiğim XBOX 360 oyunundan bahsedeceğim. Bu oyun sayesinde zayıflayıp forma girdim. :D Mesut Yar Samandağ biberinden zayıflamış. Ben 20 senedir yiyorum gram vermedim. Acıyla kilo mu verilirmiş. Hareket etmek lazım. :P Neyse konuyu dağıtmayalım. :D
Dance Central 2, Harmonix Music Systems tarafından XBOX 360 Kinect için geliştirilmiş bir oyun.
Bu oyunu oynamak için gerekli ekipmanlar şunlardır:
- 1 adet XBOX 360 oyun konsolu
- 1 adet lcd ya da led tv
- 1 adet XBOX 360 Kinect
- 1 adet Dance Central 2 oyunu
Evet biliyorum bunları edinmek bayağı pahalı olacak ama şöyle diyeyim harcadığım her kuruşa değdi. :D
Biraz oyundan bahsedeyim. Oyunda birbirinden sempatik 14 dansçı bulunmakta.


Yapacağınız tek şey bu dansçılarımızın yaptığı figürleri taklit etmek. Çeşitli zorluklar mevcut. En basitinden başlayarak dans konusunda kendinizi iyice geliştirebilirsiniz. :) Bu oyunun en sevdiğim tarafı Dance Central'dan farklı olarak (Evet 2. oyun olduğu için haliyle bir de 1.si de var) arkadaşlarınızla birlikte çift olarak da dans edebiliyorsunuz. Bu oyunun bir benzeri olan "Just Dance"de de çoklu oynama seçeneği var ama ondaki figürleri Tan Sağtürk bile yapamaz o derece zor. :D
Oyunumuzun şarkı listesi de şöyle:
Sandstorm – Darude
Mai Ai Hee (Dragostea Din Tea) – O-Zone
Reach – Atlantic Connection And Armanni Reign
Real Love – Mary J. Blige
Venus – Bananarama
Bulletproof – La Roux
Turn Me On – Kevin Lyttle
Last Night – P. Diddy feat. Keyshia Cole
The Humpty Dance – Digital Underground
Impacto (Remix) – Daddy Yankee feat. Fergie
This Is How We Do It – Montell Jordan
The Breaks – Kurtis Blow
Hot Stuff – Donna Summer
Body to Body – Electric Valentine
Fire Burning – Sean Kingston
You’re A Jerk – New Boyz
Oops (Oh My) – Tweet feat. Missy Elliot
Right Thurr – Chingy
Rude Boy – Rihanna
Nothin’ On You – B.O.B feat. Bruno Mars
Club Can’t Handle Me – Flo Rida feat. David Guetta
I Like It – Enrique Iglesias feat. Pitbull
Massive Attack – Nikki Minaj feat. Sean Garrett
My Prerogative – Bobby Brown
Grenade – Bruno Mars
I Wish For You – Exile
Meddle – Little Boots
Goodies – Ciara
Born This Way – Lady Gaga
Whip My Hair – Willow Smith
Conceited (There’s Something About Remy) – Remy Ma
What Is Love? – Haddaway
Like A G6 – Far East Movement
Yeah! – Usher feat. Lil’ Jon & Ludacris
Bad Romance – Lady Gaga
DJ Got Us Fallin’ In Love – Usher feat. Pitbull
Run (Natural Disaster) – Gnarls Barkley
Baby Got Back (Mix Mix) – Sir Mix-A-Lot
Technologic – Daft Punk
Somebody To Love – Justin Bieber
Satellite – Lena
Get Ur Freak On – Missy Elliot
Toxic – As made famous by Britney Spears
Sexy Chick – David Guetta feat. Akon



Velhasıl kelam müthiş eğlenceli bir oyun. Dans oyunları içinde en çok satılan kinect oyunu olma özelliğini de taşıyor. Bunu sevenlere "Michael Jackson: The Experience" oyununu da tavsiye ederim.
Yazımı nasıl oynandığıyla ilgili fikir vermesi açısından küçük bir videoyla bitirmek istiyorum.
Let's Dance :D





5 Ocak 2012 Perşembe

Countdown (2011)

- Gerisayım -

Filmimizin konusu şöyle:
5 yıl önce oğlunu kaybeden, gözü kara borç tahsildarı Tae Gun-ho, karaciğer kanserine yakalanır. 10 gün içinde acilen organ nakline ihtiyacı vardır ve tek çaresi aralarında doku uyumu olan Cha Ha-yeon adlı kadını bulmaktır. Cha Ha-yeon çekici ve işinin ehli bir dolandırıcıdır. Tae Gun-ho, Cha Ha-yeon'u hapishanede bulur. Cha Ha-yeon karaciğerini vermeyi kabul eder ama tek bir şartı vardır: Tae Gun-ho'nun Cho Myeok-seok adında bir adamı bulması...




Filmimiz ilginç bir şekilde başlayıp, aksiyonu bol kovalamaca sahneleriyle devam ediyor ve insanın için cız ettiren sağlam bir dramla bitiyor. 119 dakika olmasına rağmen sıkıcılıktan çok uzak.
Do-yeon Jeon zeki ve seksi Cha Ha-yeon rolünü çok güzel oynamış. Baba rolü için de Jae-yeong Jeong biçilmiş kaftan. Ayrıca ben tanımıyorum ama tanıyanlar olabilir, K-pop gruplarından Miss A'nın bir üyesi olan Min adlı kızımız Cha Ha-yeon'un kızkardeşi Hyun-ji'yi oynuyor.
Yine de filmin en güzel kısmı dram sahneleriydi. Senaristimiz gerçekten çok başarılı bir iş çıkarmış ve Yu-min'i oynayan küçük oyuncu kesinlikle çok kişiyi ağlatacak.
Filmimiz ayrıca 2011 Toronto International Film Festivali'nde gösterilmiş.
Ee, iyi güzel de TR altyazı nerde kardeşim diyeceksiniz. Haklısınız. :D
Çeviri neredeyse bitti, yarına şu sitelerde bulabilirsiniz:


Bu harika filmin çevirisinde bir kez daha bana ortaklık eden sadness'a tekrar ve tekrar teşekkür ederim.
Şimdiden iyi seyirler...

3 Ocak 2012 Salı

Oral Hijyen

Bugün hastanede hasta bakarken bloguma ne yazsam diye düşündüm ve toplumun en büyük eğitim eksikliğine dikkat çekmem gerektiğinde karar kıldım. Bence ülkemizin kanayan yarasıdır ağız bakımı konusundaki bilgisizlik. Bu düşünceyle bu yazıyı yazmaya karar verdim. Şimdi size basit ama hayat kurtarıcı birkaç temel bilgi vereceğim. :D

Doğru Diş Fırçalama Tekniği Nasıl Olmalıdır?
Evet, şüphesiz en önemli sorun bu. İtiraf etmek gerekirse ben de okula girmeden evvel doğru diş fırçalamayı bilmiyormuşum. Hepimiz kulaktan dolma bir şeyler biliriz ama doğrusu nedir?
Doğru teknik "Charters tekniği" olarak adlandırılan, halk arasında aşağıdan yukarıya diye bilinen tekniktir. Aslında aşağıdan yukarıya değil, doğrusu diş etinden-dişe doğru fırçalamaktır.
Teorik olarak şöyle:
Öncelikle fırça 45 derecelik bir açıyla dişe yaklaştırılmalı ve dişetinden aşağıya doğru bir süpürme hareketiyle işlem tamamlanır. Dişlerin iç yüzeyleri , özellikle ön bölgeler dar olduğundan fırça dik olarak sokularak fırçalanmalıdır. Diş fırçası kuru olmalı ve her bölgeye en az on kez temas etmelidir.
Dişinizi fırçalamadan önce fırçanızı ıslatmayın ve fırçanızı yıprandıkça değiştirin. Günde en az 2 kere fırçalayın. (Bu çok önemli :P)
Şimdi en önemli kısıma geldik. Çoğunuzun yapmadığını biliyorum. :P

Diş İpi Kullanımı:
Yaklaşık kırk santimetrelik diş ipi alarak, ipliğin büyük bir bölümünü orta parmaklarınızın çevresine sarın ve kullanmak için dört veya beş santimetrelik ipi açıkta bırakın.
Diş ipini, baş parmak ve işaret parmakları arasında gerili tutarak, dişleriniz arasında nazikçe yukarı ve aşağı doğru hareket ettirin.
İpliği tüm diş yüzeylerinde nazikçe gezdirin ve ipin dişeti çizgisini geçtiğine emin olun.
Diş ipini zorlamayın, aksi takdirde hassas dişeti dokusu kesilmesi veya doku ezilmesiyle karşılaşılabilir.
Dişten dişe geçerken diş ipinin temiz bölümlerini kullanın.
Diş ipini çıkarmak için, ipliği dişinizden yukarı ve dışarı taşımak için aynı ileri geri hareketini uygulayın.



Günde bir defa diş ipiyle diş aralarının temizlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde dişler en sevdiğim yerlerinden yani arayüzlerinden çürür ki korkutmak gibi olmasın o çürükler temizlenirken daha çok ağrıyor. :P

Çoğu insanın diş hekimi fobisi vardır. Yakinen biliyorum. :D
Bu fobiyle yüzleşmek istemiyorsanız dişlerinize iyi bakmanızı öneririm ama gene de 6 ayda bir kontrole gitmek gereklidir. Çünkü dişler hiç göremediğiniz yerlerden ve size hiç hissettirmeden de çürüyebiliyor.
Bu bilgilerin bir insana dahi ulaşması benim için önemli olduğu için paylaştım. :D
Kendinize ve dişlerinize iyi bakın. Asitli yiyeceklerden ve sigaradan uzak durun derim ben. ^^