13 Aralık 2012 Perşembe

Biraz Hüzünlü


Yurdun bir sınır vilayetinde yaşayan herhangi bir vatandaş olarak çok yakınımda olan olaylara karşı inanılmaz bir duyarsızlık içindeyim. Hayat felsefem net bir şekilde "Savaşma, seviş!" olduğundan savaşa tüm kalbimle karşıyım.

Geçen gün makinemi alıp 0 noktasına gittim. Dikenli tellerin ardındaki Suriye'yi ve sakallı muhalifleri çıplak gözle görmek mümkün ama ben yazımda siyasetten bahsetmeyeceğim. Siyaseti hiç sevmem.

Virajlı yollardan geçerken sarının çeşitli tonlarında, küçük küçük, sevimli ağaçları seyrettim. Fakat tepeyi tırmanınca o korkunç ve soğuk manzarayla karşılaştım. Kesinlikle güzel değildi. Suriye'nin içinde bulunduğu savaş yüzünden hektarlarca orman yanıp kül olmuş. Her tarafta koyu mavi bir sis, gri bulutlar ve simsiyah ağaçlar vardı.


Fotoğrafları renkli çekmek istemedim.
Duman altındaki kavrulmuş ağaçlar hiç estetik görünmüyorlardı.
Ancak biraz hüzünlü...


Bu resim nedir diye soranlar oldu. İlk gördüğümde ben de sordum.
Bu zavallı ağaç, köklerine kadar yanmış. Geride kalan sadece küller...


Belki de bu manzaralar beni yeterince üzmedi.
Üzülmem gerektiği kadar üzülmedim, çoğu insan gibi duyarsızım ben de.


Dediğim gibi savaşı hiç sevmem. Suriyelileri de pek sevmem ama onların bile başına böyle bir şey gelmesini istemezdim. Sağda solda gezinen sakallı adamlardan, hastaneye gelip vatandaştan fazla hakları varmış gibi saldırgan davranmalarından hiç hoşlanmasam da yurdundan olmak kadar kötü bir şey yok. Zamanında Halep'i görmüştüm. Gayet güzel bir şehirdi. Şimdi ise taş taş üstünde kalmamış.


Güneş batarken normalde oksijen dolmuş olması gereken ciğerlerime biraz kül biraz karbondioksit doldurarak evime döndüm. Bir de içimde o biraz uyuşmuş tarafla...

3 yorum:

  1. Duyarsızlaşmak hepimizin makus talihi gibi. Onca acıya gözlerimizi yumup güzel fotoğraflar diyebildiğim(iz)e göre.

    YanıtlaSil
  2. Yazdığım yorumun gitmemesine ne demeli peki??? XD

    YanıtlaSil