Fazla tantana etmeden yazıma başlayayım. Yeni yazım Phuket adasındaki bir diğer aktivite ile ilgili.
Phuket Fantasea, güzel, renkli ve sirk, tiyatro, kabare arası bir gösteri.
Broşürlerden inceleyip bu etkinliğe katılma kararı aldık ve akşam hava kararmadan minivanımız bizi gideceğimiz yere bıraktı.
Gösteri akşam 9 gibi başlıyor ve biz parka 6 gibi varmıştık. Burada fillerle ve akrobatlarla yapılan teatral gösteri haricinde bir tema parkı bulunmakta. Parkın içinde Disneylandvari bir hava var ama daha Tayland modunda olanı tabi ki. Parkın içinde Elephant Trekking gibi aktivitelere katılabilir, şık mağazalardan alışveriş yapabilirsiniz. Bana göre mağazalar orijinal ürünler barındırıyor lakin Phuket'in merkezine göre biraz pahalı. Daha çok çocukları eğlendirecek aktiviteler varken büyükleri de unutmamışlar.
Hemen girer girmez bu kocaman japon balıklarının olduğu sevimli rengarenk havuzları görüyoruz. Etkilenmemek elde değil. Uzakdoğunun en çok bu tarafını seviyorum. Kültürlerini her ortama engaje edebiliyorlar. Bu kısım da böyle bir yer işte.
Tayland'da hemen her köşede Budizm sembollerini görmek mümkün. Budizm çok renkli bir din olduğundan günlük hayata renk katıyor diyebiliriz.
Phuket Fantasea'nin girişi |
Renkli ve dekoratif diş cepheleriyle pahalı mağazalar seyirlik. Alışveriş derseniz yapılabilir. Çünkü Taylan genel olarak çok pahalı olmayan bir ülke. Fakat dediğim gibi basit hediyelikler için uygun bir yer değil. Bu tarz şeyler için merkezi tercih edin. Zira ben sadece buradan bir tane pelüş pembe fil oyuncağı aldım. :P
Yukarıdaki resim "Palace of the Elephant" yani Fil Sarayı esas gösteriyi izleyeceğimiz kısım ve gösteri saat 20.00'de başlıyor.
Parkta çeşitli fastfood restoranları, şekerleme satıcıları, popcorn vesaire satıcıları bulunmakta.
Yukarıdaki bina ise yemek yenen kısım. Bu kısımda Internation Buffet bulunuyor. Bizim açık büfenin aynısı. Taylandlılara göre daha uluslararası olarak nitelendirilen ama Tayland mutfağından da ezgilerin bolca bulunduğu bir restoran.
Yukarıdaki kırmızı masalar restoranın en büyük bölümü ve çoğu kişi burada yiyordu.
Yukarıdaki beyaz restoran ise daha küçük ve daha sempatik. Biz yemeğimizi burada yedik. Bizi direk buraya yönlendirdiler. Nedenini bilmiyorum ama iyi de oldu. Neler yediğime gelirsek açık büfeyi bulmuşken her şeyden tatmak istedim. Bu açıdan hem iyi hem kötü oldu. Günlerdir pek bir şey yememiştim, deniz ürünleriyle aram iyi olmadığı için ve de Phuket'te genelde hep deniz ürünü yemekleri olduğu için burası bana baya iyi geldi. İçecekler ücrete tabi değildi fakat yemekten tatlılara her şey verdiğimiz ücrete dahildi. Ben de tabağımı daha universal yemeklerle doldurmayı tercih ettim. :D İçecek olarak ise Tayland'ın yerel birası "Singha"yı tercih ettim. Yemek beni genel olarak tatmin etti. Keyifle yedim. Sadece tatlı safhasında yediğim balıklı puding tarzı bir tatlıyı tükürmek zorunda kaldım. >_<
Alandaki gezi bölümlerinden birinin içinde küçük bir hayvanat bahçesi de var. Beyaz kaplanlar yani Bengal kaplanları, papağanlar, yılanlar gibi hayvanlar bulunmakta. Dışarıdaki bölümlerde ise maskotlara rastlanabiliyor.
Bengal kaplanları soyu tükenmekte olan bir tür olduğu için pek az yerde görme imkanı var. Görebildiğim için çok mutlu oldum. Özellikle beyaz olanı hiç görmemiştim. Ayrıca çok asil hayvan, böyle hımbıl hımbıl yattığına bakmayın. :D
Alttaki fotoğrafta da alanın gece görüntüsünden bir kesit görülmekte. Gece bütün binalar ışıklandırılıyor ve çok güzel bir ambiyans oluşuyor.
Eğlence parkı, alışveriş yemek derken geldik esas şova. Büyük gösteri Bahsettiğim gibi Palace of the Elephant'ın içinde. İçeriye hiçbir şekilde kayıt cihazı fotoğraf makinası alınmıyor. Girişte paketleyip numarayla makinalarınızı teslim alıyor ve kasalara koyuyorlar bu yüzden cep telefonlarımızı bile bırakmak zorunda kaldık ve içeride hiç çekim yapamadık.
Fil Sarayının içine geniş koridordan ilerleyip kameraları, telefonları bırakıp püsküllü perdelerin arasından küçük bir salona girdik. Orada envai çeşit bebek hayvan ve bakıcıları vardı. Fil, kaplan, maymun yavrularıyla fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Fil falan neyse de kaplan yavrusu bile korkutuyor. Zaten bakıcısı dibinde ve sürekli elde biberon süt içiyordu. Maazallah ağzı boşta kalsa bir yeri kopartabilir yavru emeyin kazma gibi dişleri vardı. Bu hayvanla fotoğraf çektirme işi Tayland'da pek yaygın ama bana yanlış geliyor. Aslında içimdeki hayvan sevgisine sorunca fil gösterisinden de rahatsız oldum.
Biraz gösteriden bahsedelim. Öncelikle yöresel ve mitolojik kıyafetlerle danslı kılıçlı bir gösteri yapan akrobatları dansçıları izliyorsunuz. Budizm ve tarih konulu olduğunu anladığım şovlar tiyatro tadında izleniyor. Anladığım diyorum çünkü salon çok büyüktü. Bu kadar büyük gösteri merkezi görmemiştim ve maalesef bizim koltuğumuz pek önde sayılmazdı. Bu yüzden de çok ayrıntı takip edemedim ne yazık ki. :D Bir süre bu kılıçlı danslı gösteriyi izledikten sonra gösterinin başrolleri sahneye çıkıyor.
Filler: Gösterinin başrolleri. Filleri googledan bulduğum üstteki resimde gördüğünüz gibi kıç kıça üst üste diziyorlar. Yazık vallahi yazık. Biz napıyoruz burada diye düşünüyordur garibanlar. Gerçekten hayvanlara eziyet ama öte yandan da bu tonluk hayvanları nasıl şekilden şekle soktuklarına da şaşmadım değil. Gösteri bayağı uzun sürdü 2-3 saatten uzundur sanırım bitmek bilmedi. Gösterimizi izledikten sonra eşyalarımızı alıp biraz daha gezip otelimize döndük.
Genel izlenimime gelirsek de gösteri harici aktivitelere tam not veriyorum ama göster nefes kesen bir gösteri değildi maalesef çok daha iyilerini izledim diyebilirim ama diğer aktivitelerin ve görsellerin hatırına Phukete gitmişken gidip görülebilir.
Uzun aradan sonra Phuket'ten bir yazıyla dönmüş bulunuyorum. Bundan sonra Singapur'u yazmayı planlıyorum. Aslında çok eskidi bu yazılar. Bu kaar ekilere gideceğimi bilsem çok daha ilginç yazacak yerler ve şeyler var. Neyse olan oldu artık. :D İnşallah düzenli yazabilirim belki konu kalmazsa mazide de biraz gezinirim. Ne dersiniz? :)